28 Ekim 2011 Cuma

deği(ş/n)me

Yaşamının bir yanı eksik kalacaklardanız. Evet! sen ve ben.

Usulca değişecek birçok şey. Huylarımız, alışkanlıklarımız, uğradığımız yerler, kullandığımız parfümler, belki yaşadığımız şehirler, işlerimiz değişecek, arkadaşlarımız değişecek, aralarına yenileri katılacak, bazıları ayrılacak zaruri ya da keyfi nedenlerden… Dönecek dönecek dünya, olduramadıklarımıza, bulamadıklarımıza, arayıp da bak ne bulduklarımıza rağmen. Değişecek birçok şey usulca… Takvim yaprakları hep ileriye gitmenin ivmesini taşırken o eksik duygu eksilmeyecek. Ama bu öyle karamsar ve soğuk bir yürekle taşıyacağın bir hal de olmayacak. Yaşayacaksın ama eksik bir hisle.

Evlerimiz değişecek, izlediklerimiz, okuduklarımız, beslenme biçimlerimiz, suladığımız çiçekler bile büyümeleriyle değişmiş olacak, evcillerimiz yaşlanacak, duvarlarımızın boyası sararacak badana zamanı gelecek, yeni olan ne varsa eski olacak, eskileşen ne varsa bir yenisiyle değiştirilecek. Saatlerimiz bozulacak, bazıları bozulmayacak sadece modası geçecek. Saçımız uzayacak kestireceğiz, rengi değişecek saçlarımızın, en çok da beyaza evrilecek saçlarımız. Saçlarımız beyazlayacak, yaşaya yaşaya… Bu bile başlı başına bir yıkımken, var olmanın son bulmaya doğru emin adımlarla gitmesiyken buna hiç üzülmüyor olacağız, en çok da üzüntü duymamız gereken şey buyken. Değişecek birçok şey, sıfatlar belirecek, eşyalar, tebessümler, sinir krizleri, kavgalar, anlaşmalar, lezzetli yemekler ve onlardan aldığımız tatlar bile değişecek. Ve bu esnada biz hep kaç kişilik bir hayatı yaşıyor olursak olalım yalnız hissediyor olacağız inceden. Evet! sen ve ben.