1 Ağustos 2011 Pazartesi

usluca

ben senin yüzünün cennet kıyısında
gördüğüm güneş, ay ve
yıldızların şarkısıyla yürüdüm.

ülkenin içine içine gider gibi
yürüdüm içlerine senin
yabancıdan temkinsiz.

derinindeki yaşamı buldukça
çağlayan sulara şaşıran
kaçkın bir hayvan gibiydi her yanım.

mahcubiyetin adı yetim
yetimin hatırı mahcuptu
kimseler anlamıyordu
bence güller yine de güzel kokuyordu,
bir susamaktı kanması yok
bir susmaktı yakması çok.

ben senin yüzündeki cennetin kıyısında
ağaçlarının dal uçlarından damladım
karıştım toprağına.